Pages

Ads 468x60px

Labels

29 Nisan 2011 Cuma

40'lık Litmanen'den Transfer


Profesyonel futbol yaşamına 1987 yılında başlayan Jari Litmanen yıl 2011 ' i gösterdiğinde kariyerindeki 13. transferine imza attı ülkesininin en güçlü kulübü olan HJK Helsinki'ye transfer oldu, 40 yaşına gelmesine rağmen futbolu bırakmayan Litmanen kendi jenerasyonu futboldan emekli olup torun-torba sahibi olacakken o hala en iyi bildiği işi yapmaya devam ediyor. Gelmiş-geçmiş en iyi fin futbolcu olarak gösterilen Litmanen Ajax, Barcelona ve Liverpool gibi dünyanın elit takımlarında forma giydi. Ajax'ta giydiği 10 numaralı forma Ajax'ın müzesine kaldırılırken yeni takımı HJK Helsinki'de ise yine 10 numarayı kimseye bırakmamış.

8 Nisan 2011 Cuma

Süper Lig 28.Hafta Öncesi 9 Nisan Cumartesi Maçları


Bucaspor - Karabükspor
Küme düşme hattında Buca evinde kaybettiği Sivas maçından sonra kümede kalması artık mucizelere kalırken hocaları Samet Aybaba'dan boşalan göreve Sait Karafırtınalar getirdi. Bucaspor ligde kalmak istiyorsa bu maçı mutlaka kazanmak zorunda. Ligin rahat takımı Karabükspor ise evinde Gaziantep'i yendiği için moralli olmasına karşılık ligde bir hedefi yok. Bucaspor yenildiği taktirde havlu atacaktır her iki tarafında kazanabileceği bir müsabaka olarak görüyorum.

Konyaspor - Manisaspor
Ligin en kötü futbolunu oynadığı görülen Konyaspor ligdeki en iyi performansını geçen hafta Trabzonspor deplasmanında gösterirken ligde kalma mücadelesinin içinde olmak istiyorsa bu maçı mutlak kazanmak zorunda, Yılmaz Vuralın'da demeçlerinde Manisaspor maçının kazanılması durumunda şanslarının olabileceğini ifade ederken, Manisaspor karşısında varolma mücadelesi verecek. Manisaspor'un Ters bir takım ol masına karşılık son haftalarda forum düşüklüğü yaşamaktalar kendi evlerinde Gençlerbirliği'ne 3-0 kaybettiler. Trabzonspor karşılaşmasında diri bir görüntü veren Konyaspor'un Manisaspor'u evinde devirmesini bekliyorum.


Eskişehir - Fenerbahçe
Evinde Bursaspor'a puan veren Fenerbahçe hem galibiyet serisini hemde liderliği kaybetti, Ligin ikinci yarısında Gaziantep ile beraber en iyi çıkışlardan birisi gösteren Eskişehir evinde zor kaybeden bir takım . Sakat Dia ve Selçuk oynayamayacak. Duygusal olarak Eskişehir'in kazanmasını istesemde 3 sonucada açık bir karşılaşma olacağa benziyor.

Geç Bulunmuş Yetenek Maicon Douglas


Onu 27 yaşına kadar hiç kimse tanımıyordu, sıradan bir bek oyuncusuydu adıda duyulmuyordu. Profesyonel kariyerine Cruzeiro'da başladıktan sonra sonraki durağı Fransa'nın Monaco takımı oldu, 2006 Yılında Dünyanın elit kulüplerinden Inter ' e transfer oldu. İlk geldiği sezonda 30 maçta 2 gol 6 asist yaptı, ikinci sezon 2007-2008 1 gol 7 asist, 2008-2009 yılında 4 gol 5 asist yaptı. Serie A 'da 4 lig şampiyonluğu 2010 yılında Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşarken takımının en kilit oyuncularından birisi oldu.En büyük sıçramayı 2009-2010 sezonunda gerçekleştirdi. Oynadığı 51 maçta 7 gol 12 asist yaparken İnter'in Şampiyonlar Ligi ' ni kazanmasında Sneijder ve Milito ile beraber başrol oynadı, ilk önce en iyi sağ bek oyuncuları arasına girdi milli takımda Dünyanın en iyi sağ beki olarak gösterilen Daniel Alves ' i yedeğe hapsetti, İnterde ve Brezilya milli takımında vazgeçilmez oldu, ofansif bek anlayışını baştan yazdı. Keşke şuanda 20 yaşında olsaydı, ya da daha önce keşfedilseydi.

Ankaragücü'nde Paintball Keyfi

Ligde aşağı ve yukarı ile alakası olmayan Ankaragücü oyuncuları sezonu kapattı ve paintball'un keyfini çıkartıyorlar.





Guti, Real ve Beşiktaş

Yıllarca Zidane ve Figoların bulundğu bir takımda yedek kulübesinde bekledi, görev verilince "Los Galacticos" ' un bir parçası oldu. Bazı Madridli'ler onun için ; Ona bir bira ısmarlamak ister, Diğer bazı Madridli'ler ise; Şehir merkezinde yakmak ister. Böyle iki çizginin ucundan yürüyen bir futbolcu için ya seveceksin ya da nefret edeceksin diyen Madrid taraftarları 14 yıl formasını giydiği Guti ' yi böyle uğurlamıştı, 14 yıl formasını giydiği Real Madrid'den ayrılan Guti'nin tercihi 34 yaşında Türkiye oldu. Guti, Quaresma, Almeida ve Simao ' nun gelmesinde en büyük etken Schuster olurken, onun gitmesiyle ilk fireyi Gutide yaşayan yönetim Tayfur Havutçu'nun uzattığı eli geri çeviren Guti'yi gönderme kararı aldı. Zaten en fazla 1 sezon daha oynayabilecek olan Guti'nin sonraki durağı ya Katar olur ya da eski takım arkadaşı Ronaldo'nun ısrarlarıyla Corinthians.

7 Nisan 2011 Perşembe

Yeşil Sahalarda Gömek istediğimiz Hareketler


Temposuz maça biraz "hareket" getirmek isteyen bir yabancı "madde", bunlar sahalarda görmek istediğimiz hareketler !

4 Nisan 2011 Pazartesi

Napoli : 4 Lazio : 3


İtalyada şampiyonluk yarışında Milan, İnter vie Napoli çekişirken Napoli 4 hafta önce kendisinden 2 kat daha kaliteli kadrosu olan Milan karşısında yarı alanını geçemeden 3-0 yenilirken, Cavani-Lavezzi-Hamsik üçlüsünden birisinin sakatlanması durumunda hücum anlamında büyük sıkıntılar çeken Napoli kendi kalitesindeki rakiplerini yenebilirken İnter ve Milan karşısında şuana kadar oynadığı 3 maçtada puan alamazken kalesindede 8 gol gördü, Lig sonuncusu Bari'ye evinde puan kaptıran ve deplasmanda Udineseden evinde 7 gol yemiş Palermoya yenilen Milan, İnteri 3-0 ile geçtiği bu haftada Napoli-Lazio mücadelesi dahada önem kazanmış oldu, Lazio mücadelesinde 2-0 geriye düşen Napoli pozisyonu dahi yokken iki duran top ile 2-2 ' yi getirmesi bir futbol mucizesi olarak kabul edilirken hemen ardından Lazio'nun yarım metre çizgiyi geçen topu hakemler tarafından gol olarak sayılmazken son dakikalara doğru Cavani'ye olmayan bir penaltı yaratılmasıyla maçı 4-3 kazanan Walter Mazzarri ' nin öğrencileri bir hakem faciası ile şampiyonluk ümitlerini son 7 haftaya taşımış oldu. Fenerbahçe - Bursaspor en alakasız bir yerde topun taç çizgisini geçtimi geçmedimi ? taç mı değil mi ? gibi tartışmalara Napoli - Lazio maçını göstermek istiyorum, demekki sadece bizim ülkemizde olmuyor.

2 Nisan 2011 Cumartesi

Trabzonspor: 1 Konyaspor: 0






Ligin ikinci yarısındaki form düşüklüğü ve kaybedilen puanlardan sonra zirve yarışını hala sürdürdüğü 27.haftada sonunda ligin dibindeki Konyaspor ile karşılaştı. Takımda en fazla form düşülüğü yaşayan oyunculardan Selçuk İnan geçen haftaki gençlerbirliği maçında iyi oyunuyla eski formuna yaklaşma sinyalleri verirken, kaleci Onur Kıvrak'dan gelen sakatlık haberiyle kaleyi 2.kaleci olan Tolga'ya emanet etti. Ligin ikinci yarısında kazandığı son 5 maçıda tek farklı skorlarla kazanan Trabzonspor'da bu gelenek Konyaspor karşısındada devam etti, maçın ilk 15 dakikasında net gol pozisyonlarını Umut ve Burak ile değerlendiremezken ilk 20 dakikadan sonra bu ilk dakikalardaki baskılı oyunu yerini denk güçlerin mücadelesi şeklinde başa baş bir mücadeleye çevirdi. Manisa ve Gençlerbirliği maçlarının 90.dakikalarda attığı gollerle takımına 6 puan kazandıran Alanzinho ilk 11 de başlarken, Sivas maçından bu yana sakat olan Engin ilk 18 ' de kendine yer bulurken, Şenol hoca sakatlığı geçen Egemen'e ilk 11 ' de şans verdi. Gençlerbirliği maçında Yattarayı ilk 18 ' e almayan Şenol hoca Konyaspor maçında da Yattarayı tribüne yolladı. Şenol Hoca sol bekte aksayan Cale'nin yerine oynattığı Piotr Brozek'den iyi bir performans alınca bu maçta da sol kanadı Piotr Brozek ' e emanet etti, Gençlerbirliği maçında sağ bekte görevlendirdiği tayfun'u kesip yerine sağ bek ' in ilk adamı Serkan Balcıyı çekerken, orta saha'nın ortasında klasik Colman-Selçuk ikilisine görev verieken önündeki üçlüde Alanzinho-Jaja-Burak üçlüsü oldu ileride gol bekleyen tek ayak Umut Bulut şeklinde sahadaydı.
Maça baskılı başlayan ve ilk 15 dakikada 3 net gol pozisyonu yaratan ve bunlardan yararlanamayan Trabzonspor'da ilk yarıda önde basmaya çalışıp kazandığı topları Burak ve Umut ' un ileriye doğru koşularıyla sonuca gitmeyi planladığı oyunda 43.dakikada Burak'ın getirdiği ve Umut Bulut ' a 100.golü attırıp hem takımını öne geçirip hemde Umut'un üstündeki 100.gol stresinide üzerinden atmış oldu. 15 Günlük milli maç arasında Anzhi takımını 1-0, Shaktar takımını 2-0 ile geçen Konyaspor ligdeki en dirençli maçlarından birisini oynarken ilk yarıda Marcin Robak ile net gol pozisyonunuda değerlendiremedi. İkinci yarıya son haftalarda etkisiz bir oyun sergileyen Jaja'nın yerine Ceyhun hamlesiyle başlayan Şeİol Güneş ' in öğrencileri, ikinci yarıdaki oynadığı maçlarda ilk önce geriye düşüp sonra öne geçmek için olan anlayışında bu sefer önde olan taraf olmasıyla birlikte daha çok geride bekleyen bir takım hüvviyetindeydi bu sayede oyunun kontrolünü son 25 dakikada Konyaspor'a verirken ani geliştirdiği pozisyonlarda Egemen, Umut ile yakaladığı gol pozisyonlarınıda değerlendiremedi. Son dakikaya kadar saldıran Konyaspor 90+4 ' de kornere kaleci Pawelek ' i dahi yollarken etkisiz Trabzonspor adına 3 puan kötü oynadığı bu müsabakada dahada değerlenmiş oldu, maç başında daha rahat geçmesi planlanan konyaspor mücadelesinde yine cömertçe kaçırılan gol pozisyonlarından sonra 1-0 ' ında iyi bir skor olduğunu söylemek gerekir, geride oynadığı maçlarda daha çok hücum düşünen ve skoru eline geçirmeye çalışan Trabzonspor öne geçtiği müsabakada ise skoru korumak adına bir oyun ortaya koydu.

Photo

Türkiye'de "Rakı" Almanya'da "Bira"

Galatasaray - Fenerbahçe maçında sahaya atılan "Rakı" şişesinden sonra dün Almanyada oynanan ST.Pauli - Schalke maçında 2-0 Schalke üstünlüğüyle devam ederken 88.dakikada hakemin kafasını Bira şişesiyle yardılar, maç iptal edildi.

Süper Lig'de 27.Hafta Öncesi


Kardemir Karabük - Gaziantepspor
Ligin ilk yarısında iyi bir performans çizen Karabükspor, Florin Cernat ' ın sakatlanması ve en skorer ismi Emenikeninde sakatlanması Karabükspor'un oyun anlayışını değiştirmesi üst sıralardan kopmasına sebep oldu, Karabükspor'un son 8 maçı hiçbir amacı olmadan rahat çıkacağı maçlar olacak. Gaziantepspor ilk yarının aksine 2.yarının en iyi takımlarından birisi oldu. ortaya daha önce ismini bile duymadığımız Cenk Tosun gibi bir yetenek çıktı. Olcan adın sıradan bir oyuncu iken süper ligde sayılı skor üreten orta saha oyuncularından birisi oldu. İvelin Popov gibi geleceğin yeteneği olabilecek bir oyuncuları var. Tolunay hocanında gelmesiyle iyi bir ivme yakalayan Gaziantepspor gelecek sezon avrupa kupaları hedeflerini hem ligde hemde türkiye kupasında devam ettiriyor, işini şansa bırakmayacak olan Gaziantepspor'un bu maçtan puan çıkaracağını düşünüyorum.


Sivasspor - Beşiktaş
Bucaspor ' u deplasmanda 4-0 geçen Sivasspor'da moraller yerinde en yakın rakibinin 4 puan yakınında birz daha rahatlamış durumda. Beşiktaş'da Schuster ' in gidişiyle yerine gelen Tayfur Havutçu yönetiminde ilk maçlarında Kayserispor'u yenen Beşiktaş'ın asıl hedefi Türkiye Kupasını kazanıp Avrupa Ligine gitmek olsada, Lig'den gidebilmek adına az da olsa bir şansları var. Guti'den yoksun çıkacak olan Beşiktaş maça bırakmayacaktır yenmek için oynayacaktır Muhtemel sonuç Beraberlik olur.


Ankaragücü - Eskişehir
100.Yılında Şampiyonluk hedefleyen Ankaragücü için hüsran niteliğinde bir sezon daha bitmek üzere, Sapara'nın sakatlığı gol yollarında sıkıntı yaratacaktır onun yerine Vittek'in oynaması muhtemel olacaktır. Eskişehir'de Gaziantep ve Kayserispor ile 4.lük yarışı için bir savaş veriyorlar, rakibine göre daha rahat olan Ankaragücü için gelecek sezon için oyuncuların takımda kalmak için kendilerini göstermek istiyorlarsa kalan 8 maç onlar için büyük fırsat olacaktır, Avrupa Ligi için şansını sürdürmek isteyen Eskişehir bu maçta puan kaybedebilir 3 sonucada açık bir mücadele bizi bekliyor.

Trabzonspor - Konyaspor
Milli maçlardaki arayı hazırlık maçları yaparak geçiren Yılmaz Vural'ın öğrencileri Shaktar ' ı 2-0 ile geçerken, ligde ise 11 maçtır kazanamıyorlar. Sivas'ın Buca'yı yenmesiyle 8 puanlık bir fark oluşmuş durumda. Trabzonspor maçı Konyaspor için ekstra kazanılmış puan olacak. Trabzonspor ligde kazandığı son 5 maçı tek farklı kazanırken son 3 maçını 85.dakikalardan sonra attığı golle 3 puanı alırken büyük bir geri dönüş örneğide sergiliyor. Maçları son dakikaya kadar bırakmayan Trabzonspor'da tek eksik sezonu kapatan kaleci Onur Kıvrak, Sol bekte Cale'yi kesen Şenol Hoca Piotr Brozek'den iyi bir performans alırken sol kanadı Brozek ' e emanet etmiş durumda. Stoper mevkiinde sakatlığı geçen Egemen'e Şenol Hoca şans verirse defansın ortasında hazır durumda olacak. Son maçlarda giray'ın performansında gözle görülür bir yükseliş olması bu mevkii'de Giray-Egemen ikilisini görebiliriz. Konyaspor maçını kaznaıp Fenerbahçe'nin Bursaspor maçında puan kaybetmesini bekleyecek olan Şenol hOca'nın öğrencilerinden farklı galibiyet bekliyorum.

Manisa - Gençlerbirliği
Ligin rahat iki takımı, iki hedefsiz takım. Manisaspor ligde oynadığı maçları ya kazanıyor ya da kaybediyor beraberliği sevmeyen açık futbol oynamayı seven Manisaspor'un Beşiktaş maçı hariç keyifli maçlar oynuyor. Gençlerbirliği Manisaya nazaran son haftalarda futbolunda gözle görülür bir artış var. Denk güçlerin mücadelesinde 3 sonuçlu bir mücadele olacağa benziyor.

Kayseri - Kasımpaşa
Son maçlarda skor olarakda oyun olarak performansı aşağıya doğru düşen Kayserispor Beşiktaş'a yenilerek uzun haftalardır 4.sıradaki yerini Gaziantep'e kaptırdı. Sivasspor'un 11 puan gerisinde olan Kasımpaşa için artık son şanslar oynadığı her maçı kazanmak zorunda olacak Kasımpaşaspor' Konya ile düşmeye en yakın iki takım. Ligden düşmemek için her maça asılmak zorunda olan Kasımpaşa, diğer tarafta avrupa kupalarına gitmek için bu maçı kazanmak zorunda olan Kayserispor. Kasımpaşanın alacağı 1 puan süpriz olarak değerlendirilmesede Kayserispor'un maçı kazanmaya daha yakın olan taraf.

Büyükşehir Belediye - Bucaspor
Final maçında Sivasspor'a evinde farklı yenilen Buca çok moralsiz, zor deplasmanlardan Belediye deplasmanları onlar için sıkıntılı geçecektir. Belediyespor galibiyete yakın olan taraf.

Fenerbahçe - Bursaspor
Haftanın en önemli maçında, son 10 maçını kazanan Trabzonspor ile şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe'de Orta sahada Emre ve Selçuk oynayamayacak, bu mevkiide sıkıntı yaşayacağını düşündüğüm Fenerbahçe için zor bir mücadele olacaktır. Bursasporda antrenör Ertuğrul Sağlam ile 3 yıllık sözleşme imzaladılar, Vederson dışında önemli bir eksiği bulunmayan Bursaspor için ilk 2 için mutlak kazanmak zorunda oalcağı bir maç, 3 sonucada açık oalbilecek zorlu bir 90 dakika.

31 Mart 2011 Perşembe

Futbol Güzeldir


Gürkan Abi Doğa İçin Pedallıyor !

Sabah güneşinin doğmasına yakın bir zaman kala radyoda dinlediğim bir programda şöyle diyordu. "Çılgın Türk, Türkiye-Japonya arasını 11 ayda bisikletle geçti" o an şok oldum, içimden ne büyük cesaret dedim. Programın bitmesiyle birlikte direk internetin başıan geçtim ve daha önce tanımadığım Gürhan Genç ' i aramaya koyuldum http://dogaicinpedalla.blogspot.com/ şöyle bir blog ve blogların geçenlerde kapanmasıyla birlikte http://www.gurhangenc.com/ adresine geçiş yapmış fakat ikiside güncellenir durumda. Radyodaki programın bitmesiyle birlikte internette bu söylediğim siteleri buldum, bisiklet tutkunu birisi kafasına birgün böyle bisikletle bir tur yapmak geliyor küresel ısınmaya karşı bisikletin en iyi ulaşım araçlarından birisi olduğunu göstermek, Türk-Japon ilişkilerini geliştirmek iyi anılar ve arkadaşlar edinmek için böyle bir tura çıkmayı planlıyor. 2-3 ay boyunca Türkiye'den Japonya'ya kadar gideceği güzergah için ülkelerin vize işlemlerini o ülkelerde nerelerde konaklayacağını ve böyle şeyler hakkında bilgileri topladıktan sonra pedallamaya başlıyor. Yol boyunca birçok arkadaş ediniyor, her ülkeden ailelerin evlerine konuk oluyor blogu okurkan müthiş bir duyguya kapıldım doğrusu çok büyük bir özgüven. Bizim çocukluğumuzda iyi bir karne hediyesi olarak gördüğümüz 3 aylık yaz tatili için güzel vakit geçirebileceğimiz bir "hediye" olarak hayatımıza giren "bisiklet", Gürhan Genç Türkiye-Japonya arasında 11 ay sürecek olan bu olağanüstü macerayı bloğuna aktarmış NTV Spor ve onlarca kanala ve radyoya şu sıralar çıkmakta. Radyodaki son cümlelerinde Bundan sonra başka bir tur programınız olacak mı ? sorusuna evet dedi, bu sefer dünya turuna çıkmayı hedefliyormuş 5 kıta bi ucundan başlayıp diğer ucuna kadar avrupa, asya, afrika, güney amerika, antartika ' yı gezecek olan Gürhan abimiz'in bu yolculuğu tam 4.5 yıl süreceğini açıkladı ne denir bilemiyorum, tek söyleyeceğim en kısa zamanda bir bisiklet almak Türkiye'yi gezdikten sonra Gürhan abi gibi dünyayı böylesine farklı bir bakış açısıyla gezebileceğim bir tur'a çıkıp dünya'yı pedallamak..

25 Mart 2011 Cuma

Şampiyonlar Ligi Yarı Final Tahminleri

ÇEYREK FİNAL EŞLEŞMELERİ

REAL MADRID - TOTTENHAM HOTSPUR 1

CHELSEA - MANCHESTER UNITED 1

BARCELONA - SHAKHTAR DONETSK 1

INTER - SCHALKE 1

Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final ilk maçları 5/6 Nisan, rövanşları ise 12/13 Nisan'da oynanacak.

YARI FİNAL EŞLEŞMELERİ

INTER - CHELSEA 1

REAL MADRID- BARCELONA 2

Avrupa Ligi Yarı Final Tahminleri

ÇEYREK FİNAL EŞLEŞMELERİ

PORTO - SPARTAK MOSKOVA 1

BENFICA - PSV EINDHOVEN 1

VILLARREAL - TWENTE 1

BRAGA - DINAMO KIEV 2

UEFA Avrupa Ligi'nde çeyrek final ilk maçları 7, rövanşları ise 14 Nisan'da oynanacak.

YARI FİNAL EŞLEŞMELERİ

DINAMO KIEV / BENFICA 1

PORTO / VILLARREAL 1

21 Mart 2011 Pazartesi

İşte Dünya "RAKI" Derbisi


Galatasaray - Fenerbahçe maçında sahada başka bir "BÜYÜK" daha vardı.

20 Mart 2011 Pazar

Avrupa'nın en büyüğü Vakıfbank

Voleybol'un şampiyonlar ligi, kısaca futbolun Şampiyonlar Ligi. Dörtlü finalde iki takımımız var Fenerbahçe Acıbadem ve Vakıfbank Güneş Sigorta dörtlü finalin yarı final ayağında bir gün önce Vakıfbank Fenerbahçeyi yenip finale yükseldi, finalde azeri takımla eşleşti, fenerbahçe'de üçüncülük maçı oynayacak. Fenerbahçe üçüncülük maçını kazandı ve üçüncü oldu. Vakıfbank finalde azerbaycan'ın Rabita Bakü takımıyla oynadı.

Vakıfbank rakibine set vermeden kazandı ve şampiyon oldu bir ilki gerçekleştirip, şampiyon oldu.Burhan Felek Spor Salonu'nda bulunan bir grup Fenerbahçe taraftarı, Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom-Rabita Bakü maçında Azeri takımını destekledi.

Bu kadarda olurmu bir grup kişi olarak bakmak istiyorum, sonuç milli başarıysa Fenerbahçe'de alsa Vakıfbankta alsa şampiyonun Türkiyeden çıkmasını isteyen fenerbahçelilerin olduğunu varsaymak istiyorum. Bu kadarda olmaz artık. Ben Vakıfbank ve Fenerbahçe ile gurur duydum, çok büyük bir başarı elde etti ülkemiz.

Sportmenlik budur



FOGGIA-GELA Takımları arasındaki maçta takım arkadaşı sakatlanan takımın oyuncusu topu taça atıyor, rakip takımda hızlı bir şekilde taçı kullanıp gol atıyor ve saha karışıyor. Pes artık !

Gençlerbirliği : 1 Trabzonspor : 2



Ligin ilk yarısında 9 puanlık avantajını eriten Trabzonsporumuz biranda kendisini ikinci sırada, Fenerbahçe'yide burnunun dibinde hissetti. 3 Maç üst üste gelen puan kayıpları ve Fenerbahçe'nin üst düzey performansından sonra göz ardı edilemeyecek bir durumdu bizim için, bir o kadarda dramatik.

2004 ve 2005 yıllarında iyi götürdüğümüz şampiyonluk yarışını Fenerbahçeye kaptırıp bu iki sezondada Dinamo Kiev ve Anorthosis'e şampiyonlar ligi ön elemelerinde elenip gruplara kalamadığımız dönem bizim için çok kötü sezonlarda, en azından avrupa için bunun söyleyebiliriz. Son 5 yılda ligde kötü gitsekte, son 3 sezonda şuandaki kadroyu kurmak ve yavaştan takım olmak için iyi adımlar atıldığını doğrudur. Çünkü kadrodaki oyuncuların %70 i en az 2-3 sezondur takımda oynuyorlar ve birbirlerine iyice alıştılar tam bir "takım" olma yolunda çok büyük adımlar atıldı, bunun meyvelerini ilk yarıyı lider ve 9 puan önde bitirerek verdiğini söyleyebiliriz, herkezde olduğu gibi 9 puan önde olsakda içte bir endişe bir korku vardı tabiki, uzun yıllardır şampiyon olamayan takımımızın bu noktadanda farkı kapattırıp "şampiyon olamayacağını" düşünenler elbetteki olmuştur. Nitekim bu 9 puanlık fark oyuncuları rehavete ugrattıki şuanda Fenerbahçe ile aynı puanda averajla ikinci sırada, Son haftalarda geriden gelme ve öndeki takım için daha rahatsız edici bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bu haftaki maçtada Cuma günü Fenerbahçe iyi oynamadığı bir Galatasaray maçını son dakikalarda attığı gol ile kazanması oyuncularımızı son derece etkilediği belliki Gençlerbirliği maçının ilk 15-20 dakikasında bunu çok etkili bir şekilde hissettirdi. Hem ligin ikinci yarısındaki oyuncuların form düşüklüğü hem takımdaki sakatlıklar bu puan avantajını yitirmedeki bir faktör olsada önde olmanın ve 9 puanlık farkında bir rehavette olduğu bir gerçek.

Gençlerbirliği maçına en azından benim beklemediğim bir kadro ile çıktığımızı söylemeliyim, kalecimiz onur'un sakatlı herkezde olduğu gibi bendede bir şok etkisi yarattı, uzun zamandır oynamayan bir tolga'ya emanet sezonu bitireceğiz belli, kötü bir kaleci olmasada 2 sezondur oynadığı maç sayısı 5 ' i geçmeyen bir kalecinin biranda takıma uyum sağlaması ve iyi bir performans göstermesi zor bir durum ki, bunu erken dakikalardaki yediğimiz golde bir duruş hatası yaptığı, bununda uzun zamandır oynamadığı ve maçlara "sıcak" bir kaleci olmamasına bağlı. Kasımpaşa maçında adeta bir el bombası olan Tayfun Cora'nın bu maçta ilk 11 de başlaması en büyük teknik hataydı, yıllardır Trabzonda 100 e yakın maça çıkmıştır ama bana hiçbirzaman güven vermeyen bir oyuncu, nitekim Kasımpaşa maçında ne yapacağı belli olmayan serseri mayın gibi sahada dolandı. Bu maçtada Tayfun ile başlamak büyük bir hataydı, Serkan ' ı açığa iterek hücum anlamında vasat bir takım görüntüsü verdik ilk yarı. Serkan sağbeke alışmış artık "bek" oyuncusu olmuş açığa konulsada çok "defansif" oynamayı kendisine adeta görev olarak edinmesi ofans gücümüzü çok düşürdü ki yıllardır bek oynayan bir oyuncunun gerçek bir açık ibi oynaması imkansızdır. Gençlerbirliğinin ilk golünden sonra Tolganın kurtardığı pozisyon gol olsa çıkarması son derece zor olurdu, bu dakikadan sonra pabucun pahalı olduğunu anlayan takımızın şuursuz ataklar ile ilk yarıyı heba etti. İlk yarıda en net gol pozisyonundan yararlanamayan Burak Yılmaz bugün son vuruşlarda çok beceriksizdi. Kadro olarak kumar oynayan Şenol Hoca ikinci yarı Alanzinho'yu sokup, Tayfunu çıkarması zaten beklenen bir hamleydi maça başlamadan bu kadroyla çıksa çok daha iyi olurdu.

Alanzinho'nun girmesiyle ikinci yarıya gerçek Trabzonspor ve şampiyonluk yarışı veren bir takım gibi başladık, nitekim ikinci yarı Gençlerbirliği çanakkale geçilmez yaptı ve tek kale maç şeklinde geçti. İkinci yarı ideal bir kadroya kabuşan takımımız Gençlerbirliği kalesini avluka altında aldı. İlk yarı sol kanadı hiç kullanmamız vasat bir görüntü çizdirmişti fakat ikinci yarı hem alanzinho'nun oyuna girmesi hemde pabucun pahalı olduğunu anlayan oyuncularımız istekli ve arzulu oyunu Giray'ın iyi yükselip vurduğu top ile skoru eşitlememizi sağladı. Yüzündü gol stresine giren Umut 14 haftadır sadece 1 gol atabildi, çok iyiniyetli gerçekten takımda olması Trabzonumuz için çok iyi fakat şampiyon olabilmek ve gelecek sezonlarda avrupada başarıyı getirebilmek Umutun yanına leblebi gibi gol atan bir santrafor şart.

Çok daha rahat kazanabileceğimiz bir maç olabilirdi, gelen şansları iyi değerlendirseydik. Manisa, BJK ve Sivas maçlarında olduğu gibi son dakikaya kadar maçı istedik ve Alanzinho'nun müthiş golüyle galibiyeti getirdi. Takımı ipten aldı, bu maçta kaybedilecek bir puan işimizi çok zora sokardı belki imkansız hale getirebilirdi. Şampiyonluğa gidecek bir takımda en önemli şey yedek kulübe zenginliğidir, 2004 ve 2005 yıllarında kaçam şampiyonluğun en önemli faktörü buydu yedek kulübesinde skoru değiştirecek oyuncu yoktu, ama şuanda yedekten girebilecek çok oyuncu var. Orta saha problem oluyor Ceyhunu sokarsın şut atar ahva topu üstünlüğü sağlar, ikili mücadele alır. Alanzinho'yu sokarsın müthiş dikine oynar golü düşünür.

Nitekim maçları sonuna kadar kovalamamız yürüdüğümüz yol için çok önemli bir faktör, ligin ikinci yarısında oynadığımız çoğu maçı 85.dakikadan sonra koparmayı başardık. Maçın ilk yarısıyla ikinci yarısı bambaşka oyun anlayışu olduğunu düşünürsek. İkinci yarı iyi paslaşıp oyunu iki kanadada yayıp gol pozisyonları ürettik, dikine oynadık ve iyi mücadele etti takım, sezon başında çok eleştirdiğim Giray Kaçar son 4-5 maçtır müthiş oynuyor, beni en çok yanıltan oyuncuların başında geliyor. Egemeninde düzeldiğini düşünürsek Egemen - Giray ikilisi takımın ideal göbeği olacaktır, kenarda Glowacki'nin hazır olarak beklemesi defans açısından iyi olacak ve alternatifi yükseltecektir. Puan kaybettiğimiz maçlarda Egemeni çok aradığımız bir gerçektir. Milli maç arasında Engin Baytar'ında takıma dönmesi ligin ilk yarısında ideal kadroyu geri kazanmızı sağlayacaktır. Geçen kasımpaşa maçında ve oynadığı diğer maçlardada istenileni veremeyen Yattara'nın kadroya alınmaması benim için süpriz olmadı çünkü hiçbişey yapmıyor.

Sol bek Piotr Brozek bugünkü maçta hatasız oynadı, girdiği kademeler son derece yerindeydi. Cale 90 dakika ileri çıkmayıp üstüne üstlük defansif anlamda aksıyordu. Piotr ise Cale'den daha fazla ileri çıkıyor oyun bilgisi Cale'den iyi, ileriye iyi toplar atıyor, kademe anlayışıda yerinde Piotr iyi bir kazançtır. Özetle bu maçta kaybedilecek puan işimizi çok zora sokardı, ama manisa, beşiktaş ve sivas maçlarında olduğu gibi istekli oyunumuz son dakikalarda etkisini gösterdi. Milli maç arasında sakatların takıma geri dönmesiyle bu kazanılan maç eski havamıza geri getireceğini düşünüyorum.




Takımın Artıları

Giray'ın performansının yükselmesi.
Selçuk ligin ilk yarısındaki performansına yavaş yavaş geri dönmesi.
Piotr Brozek ' in takıma adapte olması.
Son dakikaya kadar istekli oyunumuzun devam etmesi.
Egemen ve Engin ' in düzelmesi (Milli maç arasıyla)

Takımın Eksileri
Bazı maçlar ilk 45 dakika heba edilmesi. (gençlerbirliği maçında olduğu gibi)
Onur'un sakatlığı.
Çok basit kaçırılan gol pozisyonları.
Umut'un 100. gol stresi.


Günün Notu
Her takıma bir ALANZİNHO şart.
 

Sample text

Sample Text

Sample Text