Pages

Ads 468x60px

Labels

20 Mart 2011 Pazar

Gençlerbirliği : 1 Trabzonspor : 2



Ligin ilk yarısında 9 puanlık avantajını eriten Trabzonsporumuz biranda kendisini ikinci sırada, Fenerbahçe'yide burnunun dibinde hissetti. 3 Maç üst üste gelen puan kayıpları ve Fenerbahçe'nin üst düzey performansından sonra göz ardı edilemeyecek bir durumdu bizim için, bir o kadarda dramatik.

2004 ve 2005 yıllarında iyi götürdüğümüz şampiyonluk yarışını Fenerbahçeye kaptırıp bu iki sezondada Dinamo Kiev ve Anorthosis'e şampiyonlar ligi ön elemelerinde elenip gruplara kalamadığımız dönem bizim için çok kötü sezonlarda, en azından avrupa için bunun söyleyebiliriz. Son 5 yılda ligde kötü gitsekte, son 3 sezonda şuandaki kadroyu kurmak ve yavaştan takım olmak için iyi adımlar atıldığını doğrudur. Çünkü kadrodaki oyuncuların %70 i en az 2-3 sezondur takımda oynuyorlar ve birbirlerine iyice alıştılar tam bir "takım" olma yolunda çok büyük adımlar atıldı, bunun meyvelerini ilk yarıyı lider ve 9 puan önde bitirerek verdiğini söyleyebiliriz, herkezde olduğu gibi 9 puan önde olsakda içte bir endişe bir korku vardı tabiki, uzun yıllardır şampiyon olamayan takımımızın bu noktadanda farkı kapattırıp "şampiyon olamayacağını" düşünenler elbetteki olmuştur. Nitekim bu 9 puanlık fark oyuncuları rehavete ugrattıki şuanda Fenerbahçe ile aynı puanda averajla ikinci sırada, Son haftalarda geriden gelme ve öndeki takım için daha rahatsız edici bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bu haftaki maçtada Cuma günü Fenerbahçe iyi oynamadığı bir Galatasaray maçını son dakikalarda attığı gol ile kazanması oyuncularımızı son derece etkilediği belliki Gençlerbirliği maçının ilk 15-20 dakikasında bunu çok etkili bir şekilde hissettirdi. Hem ligin ikinci yarısındaki oyuncuların form düşüklüğü hem takımdaki sakatlıklar bu puan avantajını yitirmedeki bir faktör olsada önde olmanın ve 9 puanlık farkında bir rehavette olduğu bir gerçek.

Gençlerbirliği maçına en azından benim beklemediğim bir kadro ile çıktığımızı söylemeliyim, kalecimiz onur'un sakatlı herkezde olduğu gibi bendede bir şok etkisi yarattı, uzun zamandır oynamayan bir tolga'ya emanet sezonu bitireceğiz belli, kötü bir kaleci olmasada 2 sezondur oynadığı maç sayısı 5 ' i geçmeyen bir kalecinin biranda takıma uyum sağlaması ve iyi bir performans göstermesi zor bir durum ki, bunu erken dakikalardaki yediğimiz golde bir duruş hatası yaptığı, bununda uzun zamandır oynamadığı ve maçlara "sıcak" bir kaleci olmamasına bağlı. Kasımpaşa maçında adeta bir el bombası olan Tayfun Cora'nın bu maçta ilk 11 de başlaması en büyük teknik hataydı, yıllardır Trabzonda 100 e yakın maça çıkmıştır ama bana hiçbirzaman güven vermeyen bir oyuncu, nitekim Kasımpaşa maçında ne yapacağı belli olmayan serseri mayın gibi sahada dolandı. Bu maçtada Tayfun ile başlamak büyük bir hataydı, Serkan ' ı açığa iterek hücum anlamında vasat bir takım görüntüsü verdik ilk yarı. Serkan sağbeke alışmış artık "bek" oyuncusu olmuş açığa konulsada çok "defansif" oynamayı kendisine adeta görev olarak edinmesi ofans gücümüzü çok düşürdü ki yıllardır bek oynayan bir oyuncunun gerçek bir açık ibi oynaması imkansızdır. Gençlerbirliğinin ilk golünden sonra Tolganın kurtardığı pozisyon gol olsa çıkarması son derece zor olurdu, bu dakikadan sonra pabucun pahalı olduğunu anlayan takımızın şuursuz ataklar ile ilk yarıyı heba etti. İlk yarıda en net gol pozisyonundan yararlanamayan Burak Yılmaz bugün son vuruşlarda çok beceriksizdi. Kadro olarak kumar oynayan Şenol Hoca ikinci yarı Alanzinho'yu sokup, Tayfunu çıkarması zaten beklenen bir hamleydi maça başlamadan bu kadroyla çıksa çok daha iyi olurdu.

Alanzinho'nun girmesiyle ikinci yarıya gerçek Trabzonspor ve şampiyonluk yarışı veren bir takım gibi başladık, nitekim ikinci yarı Gençlerbirliği çanakkale geçilmez yaptı ve tek kale maç şeklinde geçti. İkinci yarı ideal bir kadroya kabuşan takımımız Gençlerbirliği kalesini avluka altında aldı. İlk yarı sol kanadı hiç kullanmamız vasat bir görüntü çizdirmişti fakat ikinci yarı hem alanzinho'nun oyuna girmesi hemde pabucun pahalı olduğunu anlayan oyuncularımız istekli ve arzulu oyunu Giray'ın iyi yükselip vurduğu top ile skoru eşitlememizi sağladı. Yüzündü gol stresine giren Umut 14 haftadır sadece 1 gol atabildi, çok iyiniyetli gerçekten takımda olması Trabzonumuz için çok iyi fakat şampiyon olabilmek ve gelecek sezonlarda avrupada başarıyı getirebilmek Umutun yanına leblebi gibi gol atan bir santrafor şart.

Çok daha rahat kazanabileceğimiz bir maç olabilirdi, gelen şansları iyi değerlendirseydik. Manisa, BJK ve Sivas maçlarında olduğu gibi son dakikaya kadar maçı istedik ve Alanzinho'nun müthiş golüyle galibiyeti getirdi. Takımı ipten aldı, bu maçta kaybedilecek bir puan işimizi çok zora sokardı belki imkansız hale getirebilirdi. Şampiyonluğa gidecek bir takımda en önemli şey yedek kulübe zenginliğidir, 2004 ve 2005 yıllarında kaçam şampiyonluğun en önemli faktörü buydu yedek kulübesinde skoru değiştirecek oyuncu yoktu, ama şuanda yedekten girebilecek çok oyuncu var. Orta saha problem oluyor Ceyhunu sokarsın şut atar ahva topu üstünlüğü sağlar, ikili mücadele alır. Alanzinho'yu sokarsın müthiş dikine oynar golü düşünür.

Nitekim maçları sonuna kadar kovalamamız yürüdüğümüz yol için çok önemli bir faktör, ligin ikinci yarısında oynadığımız çoğu maçı 85.dakikadan sonra koparmayı başardık. Maçın ilk yarısıyla ikinci yarısı bambaşka oyun anlayışu olduğunu düşünürsek. İkinci yarı iyi paslaşıp oyunu iki kanadada yayıp gol pozisyonları ürettik, dikine oynadık ve iyi mücadele etti takım, sezon başında çok eleştirdiğim Giray Kaçar son 4-5 maçtır müthiş oynuyor, beni en çok yanıltan oyuncuların başında geliyor. Egemeninde düzeldiğini düşünürsek Egemen - Giray ikilisi takımın ideal göbeği olacaktır, kenarda Glowacki'nin hazır olarak beklemesi defans açısından iyi olacak ve alternatifi yükseltecektir. Puan kaybettiğimiz maçlarda Egemeni çok aradığımız bir gerçektir. Milli maç arasında Engin Baytar'ında takıma dönmesi ligin ilk yarısında ideal kadroyu geri kazanmızı sağlayacaktır. Geçen kasımpaşa maçında ve oynadığı diğer maçlardada istenileni veremeyen Yattara'nın kadroya alınmaması benim için süpriz olmadı çünkü hiçbişey yapmıyor.

Sol bek Piotr Brozek bugünkü maçta hatasız oynadı, girdiği kademeler son derece yerindeydi. Cale 90 dakika ileri çıkmayıp üstüne üstlük defansif anlamda aksıyordu. Piotr ise Cale'den daha fazla ileri çıkıyor oyun bilgisi Cale'den iyi, ileriye iyi toplar atıyor, kademe anlayışıda yerinde Piotr iyi bir kazançtır. Özetle bu maçta kaybedilecek puan işimizi çok zora sokardı, ama manisa, beşiktaş ve sivas maçlarında olduğu gibi istekli oyunumuz son dakikalarda etkisini gösterdi. Milli maç arasında sakatların takıma geri dönmesiyle bu kazanılan maç eski havamıza geri getireceğini düşünüyorum.




Takımın Artıları

Giray'ın performansının yükselmesi.
Selçuk ligin ilk yarısındaki performansına yavaş yavaş geri dönmesi.
Piotr Brozek ' in takıma adapte olması.
Son dakikaya kadar istekli oyunumuzun devam etmesi.
Egemen ve Engin ' in düzelmesi (Milli maç arasıyla)

Takımın Eksileri
Bazı maçlar ilk 45 dakika heba edilmesi. (gençlerbirliği maçında olduğu gibi)
Onur'un sakatlığı.
Çok basit kaçırılan gol pozisyonları.
Umut'un 100. gol stresi.


Günün Notu
Her takıma bir ALANZİNHO şart.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Sample text

Sample Text

Sample Text